Sosyolojiden devam edelim…
Çoğumuz içinde bulunduğumuz döneme bir isim verme konusunda zorlanıyoruz. Size durumu hap gibi anlatmaya çalışacağım.
Tabii farkındalığı nicelerine göre daha yüksek olanlar için söylüyorum.
Çağımızın bize hediye ettiği birkaç yeni kavramlara bir bakalım.
1- Bir Şeyi Kaçırma Korkusu
2- Dijital Yorgunluk
3- Bilgi Çağı Kaygısı
Ve 4- Anomi…
Hadi başlayalım…
Bir şeyi kaçırma duygusu
Sürekli bir şeyleri kaçırma duygusu ve buna bağlı olarak sürekli çevrimiçi kalma ihtiyacı bunlardan biri. Herkesin içine düştüğü bir durum değil ama dönemsel olarak böyle bir ihtiyaç duymuş olabilirsiniz.
“Şu an bir şeyler oluyor ve ben orada değilim, kaçırıyorum” algısına yol açan bu yaklaşım, hayatta durmadan bir şeyler kaçırdığınız duygusunu besliyor.
Artı olarak pırıltılı hayatlardan kesitler gördüğünüzde kendinizde bir yetersizlik hissi oluşabiliyor.
Dijital Yorgunluk
Sürekli bilgi akışına maruz kalmanın, haberleri, bildirimleri ve sosyal medyadaki gelişmeleri takip etme çabasının getirdiği zihinsel yük ve tükenmişlik hali.
5 milyar insanın beslediği ve beslendiği bir bilgi ağının sizin ilgi alanlarınıza düşen kısmına düzenli olarak maruz kalmanız aslında büyük sıkıntı.
Doğru yanlış bilgilerle dolu, gerçek yalan kurgularla dolu bir mecranın içinde doomscrolling yaparken bulabiliyorsunuz kendinizi.
Her izlediğiniz beyninizde farklı bir yeri uyarıyor.
Bunlara gerçek gündemde olanları katmıyorum bile, onları da eklediğimiz zaman gerçekten uçuşa geçiyorsunuz.
Bilgi Çağı Kaygısı
Toplumsal hızlanma, teknolojik ve kültürel dönüşümler baş döndürücü bir tempoda gidiyor olması, kolektif bir kaygıya yol açıyor. Aslında içten içe, düşen bir uçağın içindeki yolcuların birbirine baktığı gibi bakıyoruz birbirimize.
Kimse bir sonraki adımda ne olacağını bilmiyor, ya da bilmek istemiyor.
Bazılarımız bir yerinden bu değişimi yakalamaya çalışıyor ama bunu yaparken yukarıdaki yazdıklarıma maruz kalıyor. Ve bu işleri gerçekten zorlaştıyor.
Anomi
Émile Durkheim tarafından ortaya atılan bir kavram. Kelime kökeni olarak Fransızca “anomie” (kuralsızlık, düzensizlik) sözcüğünden geliyor.
Durkheim’a göre, toplumsal hayatı düzenleyen normlar (yani neyin doğru, neyin yanlış olduğunu belirleyen kurallar, değerler) çok hızlı değiştiğinde ya da yeterince güçlü olmadığında insanlar “ne yapmaları, neye inanmaları, hangi değerlere uymaları gerektiği” konusunda bir belirsizliğe düşüyor.
Özetle, birey kendisini toplumsal bir çerçevede güvende hissedemeyebilir; “nereye, nasıl ait olacağını” kestiremeyebilir. Bu da psikolojik ve sosyal açıdan çeşitli sorunlar doğuruyor.
Bütün bu sendromları alt alta toplarsak, kendinizi yeni çağın içinde biraz fucked up hissetmenizde hiçbir anormallik yok. O sizden değil, çağın kendisinden kaynaklanıyor.
Ne yapabilirsiniz?
Bütün bu durumdan biraz kendinizi korumak istiyorsanız, filtrelemeyi öğrenmeniz gerekiyor.
20 yıl önce bilgiye ulaşmak için ekstra efor sarf ediyorduk. Artık bu eforu bilgiyi filtrelemek için kullanmanız gerekiyor. Gerçekten gerekli görmediğiniz bir bilgiye 5 saniyeden fazla vakit ayırmamanız gerekiyor.
Bilginin kaynağını, kredibilitesini çok hızlı değerlendirip yolunuza devam etmeniz lazım.