Her yıl nefes almaya devam ettiğiniz sürece devam eden bir kavram.
Günümüzde bankaların eşiniz dostunuzdan önce size mesaj atıp kutluyor olması teknolojinin bir cilvesi olsa gerek.
Bankanın sizi “en içten” duygu dolu mesajı okurken, duygulanmak üzere ve hatta ‘canlarım beni düşünen bir bankam bile var’ duygu seline kapılmaya kalmadan hemen arkasından kredi kartı ödemeniz ile ilgili hatırlatma mesajı peşi sıra geliveriyor.
Bu yüzden banka ve diğer kurumlar bu samimi görünme çabasından vazgeçmeli diye düşünüyorum.
“Ödemen gereken bu kadar, ha bu arada doğum günün kutlu olsun” desin mesela, çok daha samimi gelecek herkese eminim.
Dijital dünyada sizin doğum gününüzü başkalarına ispiyonlayan yerler var ayrıca. Facebook, Linked-in ve benzeri…
Etkileşin etkileşin diye çırpınan mecralar. Aslında güzel hizmet ama listende 500+ varsa her gün ortalama 1,5 kişinin doğum günü haberi geliyor. Nüfus müdürlüğü gibi herkesin çetelesini tutmak da iyi bir şey değil. İnsan her gün gereksiz yere “acaba bu kişinin doğum gününü kutlasam mı” tribine giriyor.
Çan eğrisi gibi bir yaştan sonra doğum günleri can sıkmaya başlıyor. Çok haklı bir nedenden dolayı kutlamak çok içinizden gelmiyor, kutlanacak bir şey yok. Kimse kaçınılmaz sona bir adım daha yaklaştığı için sevinemez.
Ama siz de benim gibi çocuğunuzun doğum gününü doğduğunuz güne denk getirebilirseniz, bugünün sıkıntısını büyük ölçüde ortadan kaldırabilirsiniz.
Tabi bir de madem yaşlanıyorum farklı şeyler yapayım diyerek yüzünüze cilt bakımı da yapabilirsiniz.
Günün sonunda hepimiz aynı parkurda aynı yere doğru koşuyoruz. Birimiz koşarken gökyüzündeki bulutlara, bir diğeri çamurlu toprağa bakıyor. Ama üç aşağı beş yukarı aynı hızda ilerliyor.