Dış dünyadan kaçtığımız, izole olduğumuz, kendimizi dinlediğimiz yere ev diyoruz.
Orası bizim kalemiz. Oraya her günün sonunda döndüğümüzde mutlu olmayı, huzurlu olmayı umduğumuz ya da günümüzün çoğunu içinde geçirdiğimiz yer.
Tabi herkesin kendine göre beklentisi var emlaktan. 2+1 ler, 3+1 ler uçuşuyor ortalıkta. Loft isteyenler, önünde de yüzme havuzu olsun, 29. katta olsun diyenler. Kimisi müstakil bir mütevazı ev olsun istiyor. Bir metropolun göbeğinde bu pek mütevazilikten nasibini almamış bir dilek.
Hayalleri bir kenara bırakıp cebimizdeki paraya baktığımız zaman opsiyonlar bir anda, sahibinden.com sitesindeki filtreler gibi daraltılmış bir pencere içine sıkışıyor. İstisnalar kaideyi tabiki bozmuyor.
İnsan eğer üretken olabildiği bir yerde yaşıyorsa orası doğru adrestir. Yatmadan yatmaya bir yere ihtiyacınız varsa çok fazla kendinizi germeye gerek yok bu konuda. Beyaz veya mavi yaka iseniz ister istemez ev sizin için üretimden çok bir tüketim yeri. Nutella tüketimi, Netflix tüketimi, ilişkilerin tüketimi şeklinde uzayıp giden bir liste.
Ev ile ilgili bir faktörde, kendimi dışarı atmak istiyorum dediğiniz anda nereye attığınız. Lüks bir sitede şaşalı bir ortamda yaşıyor olabilirsiniz. Sitenin dışına çıktığınızda kendinizi bir gecekondu mahallesinde bulmanız İstanbul gibi bir metropolde çok normal karşılanan bir durum.
Evim nezih olsun, semt’im de nezih olsun dediğiniz noktada – sahibinden.com canınızı sıkmaya başlayacaktır. Bir süre inceledikten sonra o defteri yine chrome’un çarpı tuşuna basarak sonlandırıyorsunuz.