Tekrar başka bir sorunsal ile karşı karşıyayız.
Canınız sıkıldığında, bunaldığınızı düşündüğünüz, çıkış bulamadığınız durumlarda genellikle yaşadığımız bu sorunsal oluyor.
İçinde bulunduğunuz durum ve koşullar sizi tam olarak tatmin etmiyor; canınızı sıkan bir şeyler var.
Bu, sizin odaklanmanıza engel oluyor, her adım attığınızda sizde bir kuşku yaratıyor.
Problemin temeli, ne istediğinizi bilmeme durumuna dayanıyor.
Gerçekten ne istediğinizi bilseniz belki bunun için savaşacaksınız. Ama en kötüsü, ne istediğinize karar verememeniz.
Sihirli lambasından çıkan cin size sordu: ‘Ne istiyorsun?’
Eğer ilk dilek hakkına bile cevap verirken tereddüt ediyorsanız, muhtemelen dilediğiniz her şeyin bazı sonuçları olacağını öğrenmiş bir yaştasınız veya yaşanmışlığınız var.
Sonra fark ediyorsunuz ki, ortada cin filan da yok.
Hop diye çözemeyeceğiniz bir sorunun daha, kendisinden bile tam olarak haberdar olmadığınız gerçeği ile tekrar yüzleşiyorsunuz.
İyi olan tek şey, artık probleminizin ne olduğunu biliyor olmanız. En azından bir şey biliyorsunuz. Sorununuzun ne olduğunu bilmediğinizi biliyorsunuz.
Zaman artık sizin için kendinize doğru soruyu sorma zamanı; soruyu biliyorsanız, cevabı bulacağınıza hiçbir şüpheniz olmasın. Her sorunun sizin şu anki durumunuz için tek bir doğru cevabı var.
