Adaptasyon insanoğlunun çok başarılı olduğu başka bir konu.
Eğer içimizde yaşanan değişim ve uyum sağlama yeteneği yüzeyde görünebilseydi, inanın bukelemunlar bizi kıskanırdı.
Bir önceki yazımda bahsettiğim “iletişim” gibi bu da bizim soyumuzun tükenmesine engel olan yeteneklerden biri.
Bu sayede, insanlar farklı coğrafyalarda, farklı yönetim sistemleri içerisinde her zaman günün sonunda uyum sağlamıştır.
Bana göre, adapte olabilmesindeki en büyük sihir, adaptasyon süresinin zamana ne şekilde yayıldığıdır.
Çok yavaş gerçekleşen geçişlerde, insanlar bu değişimden “hayatın gidişatını” sorumlu tutarlar. Çok bir şikayet durumuda yaşanmaz. Hele ki “kaderci” bir öğreti ile yetiştirilmişler ise, hiç zorlanmazlar.
Ama aynı değişikliği kısa bir zaman dilimine sokmaya çalıştığınızda yada maruz bırakıldığımızda – bu sefer psikoloji devreye girip alarm verecektir. Tabi burada altını çizmeye çalıştığım değişimler “negatif” olarak algılanan değişimler. Pozitif olanların bir psikolojisi üzerindeki etkileri başka bir yazı konusu.
Öncelikle, kişi alışmış olduğu konfor alanından çıktığı için mutsuz olacaktır. Konfor alanını geri almak için ihtimalleri gözden geçirecek, bu değişikliğe sebep olan kişi ve olayları değerlendirecektir.
Kişi durumu değiştirmek için elinden hiç bir şey gelemiyorsa, kendi dışındaki her şeyi suçlayarak kendini rahatlatacaktır. Bunu bağıra çağıra yapabilir, içinden sessizce yapabilir, bunu bir “ders” olarak adlandırabilir. Psikolojisi ne şekilde rahat edebilecekse ona hizmet edecek formülü üretecektir.
Bu “hızlı” adaptasyon sürecine maruz kalanlar, duruma ayak uydurmak için hayatlarında başka şeyleri değiştirmeyi deneyebilir. Saç kestirmeye gidecek kadar alakasız normalde yapmayacakları şeyler olabilir bu asla bilemezsiniz. Alakasız gözükse de, beyin yaşadığı minik yada büyük travma ile baş edebilmek için kendine yeni yollar aramaktadır.
Yani, beyniniz sizi ikna etmek – yeni modele ayak uydurmanız için gereken bütün düğmelere basacaktır.
Bu süreç çok hızlı gerçekleşir. Bir ay geçmeden durumu kabullenmiş, bununla yaşayan yeni bir bireyi karşınızda görebilirsiniz.
Biz hayatımınızda her gün bu süreci tekrar ver tekrar yaşayabiliyoruz. Bazıları çok ufak, bazıları çok büyük yaşanıyor. Hep biraz daha konfor alanımızın dışına itilip yeni bir konfor alanı oluşturmak zorunda kalıyoruz.
Bu yüzden geçmişi düşündüğümüzde çoğumuz, “güzel günlerdi” diye anıyoruz.